|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Toplum Çalışmaları Enstitüsü, Eylül (2025) ayında “Türk milliyetçiliğinin renkleri ve dokusunu saptamak” amacıyla çarpıcı bir saha çalışmasına imza attı. Sonuçları, Ekim ayında kamuoyuyla paylaşılan ve “Türkiye’nin Milliyetçilik Haritası” başlığıyla raporlaştırılan saha çalışmasında, Türk milliyetçilerinin değişen eğilimleri hakkında ilgi çekici sonuçlara yer veriliyor. Elde edilen verilerin, tarih ve siyaset bilimi araştırmacıları için dikkat çekici pek çok noktalarından biri ise hiç şüphesiz son dönemlerde gençler arasında oldukça popüler bir hale gelen İttihadçılık algılarına ilişkin sonuçları. Görebilenler için saha çalışmasının analiz sonuçları, ilginç bir gerçeğe işaret ediyor: “Türk toplumunun İttihad ve Terakki Cemiyeti (İTC) liderlerine yönelik algıları, genel olarak pozitif yönlü bir eğilim taşıyor.” Elbette bu durum söz konusu isimleri tanıyanlar bakımından söylenebilir bir cümle. Hatırı sayılır bir tanımayan oranı da mevcut çünkü.
Toplumda; İTC’nin önemli aktörleri arasında yer alan Enver, Talat ve Cemal Paşalara yönelik olumsuz algıların pozitif yönlü bir değişim içinde olduğunu gözlemleyebiliyor olsak da bu gözlemlerin doğruluğunu test etme imkânına sahip bulunmuyorduk. Bu yönüyle Toplum Çalışmaları Enstitüsü, mezkûr çalışması ile “İTC algılarına yönelik bilimsel verilere dayalı analiz” ihtiyacına yönelik ciddi bir eksikliği de gidermiş oldu. Tabiatıyla Enstitü, İttihadçı liderlere yönelik algıları ölçme girişimi ile kendisi için küçük ancak güncel İttihad ve Terakki araştırmaları/çalışmaları için büyük bir adım attı.
Türkiye’nin Değişen “İttihadçılık Algıları”
Esasen saha çalışmasında katılımcılara, bir eğilim olarak Enver, Talat, Cemal Paşalar hakkındaki olumlu/olumsuz görüşleri sorulmuş. Elde edilen verilerden hareketle de hem katılımcıların doğrudan bu konudaki algıları hem de siyasi/ideolojik eğilimlerin İTC liderlerine yönelik algıları analiz edilmiş. Sonuçlar, Türk toplumundaki değişen İTC algıları –bu çalışmaya göre İTC liderlerine yönelik algılar– hakkında ezber bozucu bir gerçeğe işaret ediyor. Yaklaşık bir asırdır “aydınlarımızın” ortak hafızasında ağırlıkla olumsuz yönleriyle tartışılan İTC liderleri, artık toplumun önemli bir kısmının zihninde “meşruiyet krizini” geride bırakmış görünüyor.
Zira katılımcıların %34,4’ü Enver Paşa hakkında olumlu; %24,1’i olumsuz kanaatlere sahip iken %18,8’i ise tanımadığını (cevap yok/tanımıyorum) beyan ediyor. “Enver Paşa hakkındaki görüşlerim ne olumlu ne olumsuz” diyenlerin oranı ise %22,7. Aynı durum Talat ve Cemal Paşalar için de geçerli. Katılımcıların %30,3’ü Cemal Paşa hakkında olumlu, %19,1’i olumsuz kanaatlere sahip iken %25,7’si ise tanımadığını beyan ediyor. “Cemal Paşa hakkındaki görüşlerim ne olumlu ne olumsuz” diyenlerin oranı ise %25,7. İTC liderleri arasında olumlu algıların en düşük olduğu aktör ise %25,7 ile Talat Paşa. Olumsuz algılara sahip olanların oranı %23,1, tanımıyorum diyenlerin oranı ise %27. Talat Paşa hakkında “ne olumlu ne olumsuz” bir kanaate sahibim diyenler ise katılımcıların %27’sine tekabül ediyor.
Araştırma sonuçları; 1918 Mütareke süreci[1] ile başlayıp Cumhuriyet İnkılabı’na oradan da çok partili demokrasi serüvenimize dek uzanan yaklaşık bir asır boyunca, ağırlıkla olumsuz düşüncelerle (bilhassa düşünce hayatımızda) birlikte anılan Enver, Talat, Cemal Paşalara ilişkin algıların toplum nezdinde (bugün itibariyle) olumlu bir yere evrildiğine işaret ediyor.
Türk Milliyetçileri Arasında Değişen “İttihadçılık Algıları”
Raporun çarpıcı bulgularından bir diğeri ise siyasi parti/ideolojik eğilimlerin İTC liderlerine yönelik algıları. Söz gelimi MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi gibi partilere oy vereceğini beyan eden katılımcıların, Enver, Talat, Cemal Paşalara ilişkin olumlu eğilimlerinin diğer partilere (AK Parti, CHP, DEM, Yeniden Refah) oy vereceğini beyan eden katılımcılara kıyasla çok daha yüksek oranlara sahip olduğu görülüyor. Yani Türk milliyetçilerindeki olumlu İTC liderliği algılarının diğer siyasi eğilimlere kıyasla daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Bu da Cumhuriyetin ilanından bu yana milliyetçi aydınlar ve siyaset adamlarında görülen “olumsuz İTC liderliği algılarının” bugün itibariyle Türk milliyetçileri açısından geçerli olmadığı ve büyük oranda değiştiği anlamına geliyor.[2]
Örneğin araştırmaya konu olan siyasi partiler arasında Enver Paşa hakkında en fazla olumlu kanaate sahip parti seçmeninin %57,1 ile MHP olduğu görülüyor (MHP’yi %56,1 ile Zafer, %42,6 ile İYİ Parti izliyor). Enver Paşa hakkında olumsuz kanaatlere sahip parti seçmenlerinin başında ise %40,9 ile DEM parti geliyor. Mesele, ideolojik eğilimler açısından değerlendirildiğinde ise Enver Paşa’ya yönelik olumsuz algıların, ağırlıkla, sosyal demokratlar, sosyalistler, Kürt milliyetçileri ve muhafazakârlar nezdinde daha baskın olduğu anlaşılıyor.
Talat Paşa hakkında olumlu kanaatlere sahip siyasi parti seçmenlerinin başında ise %52,7 ile İYİ Parti seçmeni geliyor (İYİ Partiyi %46 ile Zafer Partisi, %38,9 ile MHP izliyor). Olumsuz kanaatler açısından Enver Paşa gibi Talat Paşa da sosyal demokratlar, sosyalistler, Kürt milliyetçileri ve muhafazakârlar nezdinde negatif bir yerde duruyor.
Cemal Paşa hakkındaki olumlu algılarda ise %51,4 oranı ile ipi Zafer Partisi seçmenleri göğüslüyor (İYİ Parti %45,8, MHP %40,8). Sosyal demokratlar, sosyalistler, Kürt milliyetçileri ve muhafazakârların diğer İTC liderleri gibi Cemal Paşa’dan da hazzetmediği anlaşılıyor.
Özetle; MHP seçmeninin Enver Paşa, İYİ Parti seçmeninin Talat Paşa, Zafer Partisi seçmeninin ise Cemal Paşa hakkında daha olumlu kanaatlere sahip olduğu görülüyor. Aslında bu sonuç, farklı siyasi partilere dağılan Türk milliyetçilerinin ideolojik hassasiyetleri hakkında da bazı ipuçları veriyor. Söz gelimi Suriyeli mültecilerden ciddi rahatsızlık duyan Zafer Partisi seçmeni, I. Cihan Harbi’nde ayrılıkçı Arap liderleri asan Cemal Paşa; kimlik ve aidiyet söz konusu olduğunda Türklük ve Müslümanlığa güçlü vurgular yapan MHP seçmeni, mütedeyyin bir Mü’min, şuurlu bir Türk olarak teşmil edilebilecek Enver Paşa; ideolojik açıdan merkeze ve sekülerizme daha yakın bir yerde duran İYİ Parti seçmeni ise devletin kurtuluşunu ideolojik eğilimlerin uyumunda arayan ve seküler kimliğiyle öne çıkan (seküler olduğuna yönelik algı, Talat Paşa’nın bir mason üstadı olmasıyla ilişkilendiriliyor olabilir) Talat Paşa hakkında daha olumlu algılara sahip bir yerde duruyor.
Son Söz
Neticede bugün itibariyle gerek Türk toplumunda gerekse milliyetçi muhitlerde İttihadçılık (İTC lider) algılarında pozitif yönde ciddi bir değişim yaşandığı açıkça görülebiliyor. Hatta bilhassa kahramanlık anlatılarıyla şekillenerek milliyetçi gençler arasında yaygınlaşan olumlu İttihadçılık algılarının; geçmişte Türk milliyetçisi aydın ve siyaset adamlarının çizdiği sınırlılıkların dışına çıktığı anlaşılıyor. Çoğu kez siyasi/ideolojik tartışmalarda araçsallaştırılan, önyargıların kurbanı haline getirilen, bazen de lanetlenen İttihadçı liderlerin toplum nezdinde meşrutiyet krizini geride bırakmış olduğu görülüyor. Hatta Türk milliyetçileri nezdinde ise mevcut milliyetçi müktesebatlarının tam aksine oldukça olumlu bir mevkie yükseldikleri anlaşılıyor. Dahası, itibarları da geri verilmiş vaziyette. İTC liderlerine ve İttihadçılığa ilişkin algıların, yakın gelecekte nereye evrilebileceğini ise şimdiden öngörebilmek oldukça zor. Fakat bir saha çalışmasında yer alan yalnızca üç sorunun dahi ufkumuzu ne denli açtığı varsayacak olursak geleceğe ilişkin perspektiflerin, açılan bu kapıdan genişleyerek gireceğini öngörmek mümkün.
Dipnotlar
[1] İTC karşıtlığının izlerine daha gerilerde de rastlamak mümkün ancak ben, İTC liderlerinin yargılanması ve bunun toplumsal yansımalarını mühim bir eşik olarak tercih ettim.
[2] Mesela Gökalp’in “Türk milletinin sinesinden kopmuş bir mefkûre hareketi” olarak idealize ettiği İttihadçılar, Nihal Atsız’a göre imparatorluğu dağıttıktan sonra memleketten kaçan kişiler; Seyit Ahmet Arvasi’ye göre Mason localarının kontrolünde bulunan maceracılar; Erol Göngör’e göre eşkıya çetesi; Durmuş Hocaoğlu’na göre ehliyetsizler koalisyonu; Alpaslan Türkeş’e göre vatansever ancak İmparatorluğu yıkıma götüren, komitacılık yapan adamlar; Osman Turan’a göre yabancı propaganda ve tahribatın gelişen tesiri içinde yetişmiş, Masonik esaslara göre örgütlenmiş ancak daha sonra İmparatorluğun ve anavatanın tehlikede olduğunu anlayarak Sultan Hamid siyasetine dönüş yapmış ve Milliyetçi-İslamiyetçi mefkurenin kahramanlığını üstlenmiş vatanseverlerdir. Bu bakımdan Türk milliyetçiliğinin kurucu isimlerinden Ziya Gökalp, İttihad ve Terakki’ye ne kadar yakınsa, fikri takipçilerinin, ironik biçimde Cemiyet’e o denli uzak durduklarını ifade etmek yanlış olmaz.